BUGÜNÜN ASHÂB-I UHDÛD’U SİYONİST ZALİMLERDİR

Tarihteki Hak-bâtıl mücadelesinde Hz. İbrahim’in karşısına Nemrut, Hz. Musa’nın karşısına Firavun, Hz. Muhammed (as)’ın karşısına Ebu Cehil çıkmıştır. Bâtılın temsilcileri, İslam’ın yeryüzünde yayılmaması için acımasızca kan dökmüşlerdir. Hayat kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bu konuda, hikmet ve ibret dolu nice kıssalar vardır. Bunlardan biri de ashâb-ı uhdûd’dur.
Kur’an, bu zalim topluluğu bizlere şöyle anlatmaktadır: “Alev alev yanan ateş çukurlarını hazırlayan ashâb-ı uhdûd kahrolsun! Aziz, hamîd, göklerin ve yerin maliki olan Allah’a inanıyorlar diye Mü’minlere ağır işkenceler uyguladılar. Ama Allah her şeye şahittir. Mümin erkeklere ve mümin kadınlara işkence edip de sonra tövbe etmeyenler var ya, işte onları yakıcı cehennem azabı beklemektedir.” (85/Burûc:4-10).
Bugünün ashâb-ı uhdûd’u siyonist zalimlerdir. Gözü dönmüş, bu kuduz caniler; Gazze’de kadın, çocuk, yaşlı demeden insanlık tarihinin en acımasız katliamını gerçekleştirmektedir. Bu kuduz vahşiler, tüm dünyaya meydan okuyarak kardeşlerimizi bir lokma ekmeğe, bir damla suya muhtaç bırakarak ölüme terk etmektedir. Onları ya teslim olmaya ya da vatanlarını terk etmeye zorlamaktadır. Siyonist bakanın “Bir buğday tanesinin bile girişine müsaade etmeyeceğiz. Aç bırakarak Gazzelileri ölüme mahkûm edip yok edeceğiz” diyerek açlığı silah olarak kullanıp alenen savaş suçu işlemesine rağmen karşımızda suskun bir dünya ve bu dünyanın jandarmalığını yapan şeytan-ı ekber ABD var. Gazze’de yaşanan bu barbarlığa karşı bu denli duyarsız bir dünyada insanlığımızdan utanır hale geldik.
Bugün İsrail denen kuduz sürüsünün, Gazze’de her gün onlarca masum insanı çadırlarında yakarak öldürmesinin, yemek kuyruklarında kalleşçe pusuya düşürerek katletmesinin arkasında, insanlığın baş belası, dünyayı kana bulayan büyük şeytan Amerika vardır. Amerika’da, ister demokratlar olsun, isterse cumhuriyetçiler olsun her iki parti de iktidara gelmelerini ABD’deki yahudi şirketlerine borçludur.
Sabah başka, akşam bambaşka olan sübyancı Trump, Zaman zaman Netanyahu canisine kızıyormuş gibi yapsa da, “Bizim sözümüzü dinlemiyorsun” nameleri ile dünya kamuoyu önünde göstermelik tafralar atsa da, Filistin’de “iki devletli çözüm” ve “Filistin’in bağımsızlığını tanıma” söz konusu olunca maskesi düşüyor ve çirkin suratı ortaya çıkıyor. Geçtiğimiz günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Makron’un “Filistin devletini tanıyacağız” demesi üzerine Amerika ve İsrail’den tehdit açıklamaları yapıldı. Amerika, Fransa ve Suudi Arabistan’ın ortak sponsorluğunda düzenlenen Birleşmiş Milletler Filistin konferansını boykot kararı aldı. Bununla da yetinmeyerek katılmamaları için yabancı hükümetlere önemli diplomatik baskı da uyguluyor.
İşte bütün bu alicengiz oyunları ve Bizans entrikaları pedofili Trump’ın ve ABD’nin asıl niyetinin Filistin’de çözüme dayalı bir politika geliştirmek değil, siyonist yahudilerin köpekliğini yaparak Batı Şeria’yı da ilhak edip Filistin topraklarını terörist İsrail’e vermektir. Pekiyi Amerika neden kayıtsız şartsız İsrail’e destek vermekte ve gönüllü pitbull köpekliği yapmaktadır?
Milli Savunma Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim üyesi Doç. Dr. Hüseyin Alptekin hocaya göre bu nedenlerden birincisi duygusaldır. Amerika şu anda yaşadığı toprakları işgal etmişti. O dönemde burada Kızılderililer oturuyordu. Onlara göre bunlar barbardı. Bunları yok edip orayı yurt edinmişlerdi. İsrail de Filistin’i işgal etti. Onların anlayışına göre bunlar da barbardır ve yok edilmelidir. İsrail’in şu anda Filistin’de yaptığı, bir zamanlar Amerika’nın Kızılderililere yaptığıdır. Bu duygusal bağa göre İsrail, bir nevi küçük Amerika’dır.
İkinci neden ise sayıları yüz milyonu bulan Evanjeliklerdir. Bunlar, hristiyan siyonizminin güçlü bir akımı olarak 19. yüzyılda İngiltere’de ortaya çıktı ve oradan Amerika’ya yayıldı. 1948’de İsrail’in kurulması ve 1967 Altı-Gün Savaşlarında İsrail’in kazandığı ezici askeri zafer, Eski ve Yeni Ahit’in verdiği haberin gerçekleşmesi olarak yorumlandı. Özellikle Hristiyan Evanjelikleri arasında taraftar bulan hıristiyan siyonizmine göre Amerika, İsrail’e her türlü desteği vererek tarihin doğru tarafında, Tanrı’nın tarafında olacaktır. Kurdukları örgütlerle İsrail lobisine kayıtsız şartsız destek vermekteler.
Üçüncü ve en önemli neden de Amerika’daki yahudi lobileridir. Yahudilerin Amerika’daki tarihi, beyaz adamın kıtadaki tarihi kadar eskidir. 2020 itibariyle Amerika’daki Yahudi nüfusu 7.1 milyonu geçerken, oran olarak da yüzde 2.1’i buldu. Yahudiler gittikleri ülkede ekonomiyi ele geçirerek zengin bir zümre oluştururlar. Lobileşirler. Şu anda Amerika’da en başta geleni; Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (AIPAC)’dir. ABD Meclisi ve Senatosu nezdinde lobi faaliyetlerinde bulunmaktadır.
Bunun yanında Amerikan Girişimcilik Enstitüsü, Hudson Enstitüsü, Orta Doğu Politikası için Washington Enstitüsü gibi yeni-muhafazakâr (Neo-Con) politikaların geliştirildiği düşünce kuruluşları da “İsrail Lobisi“nin entelektüel kuruluşları olarak finanse edilmekte ve çalışmaktadırlar.
Amerika’ya başkan olacak birinin mutlaka İsrail yanlısı politikaları olmalıdır. Bırakın desteklememeyi bu konuda tarafsız birisi bile olsa onun seçilmemesi için onunla ilgili her türlü karalama ve kaset çalışmaları yaparlar. Amerikan toplumu kirli bir toplumdur. Sübyancısı, fahişelerle düşüp kakanların çoğunlukta olduğu, kadın ticareti ve diğer ahlaksız ilişkilerin yaygın olduğu bu ülkede, haber ve kasetlerle İsrail yanlısı olmayan adayı yıpratma kampanyaları yaparlar. Onun karşısındaki adayın seçim çalışması için astronomik bağışlarda bulunurlar ve kazandırırlar. Yani Amerika’da seçimi adaylar kazanmaz, adayları İsrail’e desteğine göre yahudi lobileri kazandırır.
İşte bu üç nedenden dolayı Amerika, İsrail’i kayıtsız şartsız desteklemektedir. Onun içindir ki İsrail, “Küçük Amerika”, Amerika da “Büyük İsrail”dir. Bundan dolayı Filistin topraklarında katliamın durdurulmasını Amerika’dan beklemek, akrepten bal yapmasını beklemek kadar abestir. Bu kanı durdursa ancak gelecekte mutlaka oluşması gereken “İslam Birleşmiş Milletleri” durduracaktır. Unutulmamalıdır ki; zalimler plan kursa da, Allah onların planlarını yerle yeksan edendir. İşgalciler, haritalar çizse de takdir yalnızca Allah’a aittir. Geçmişten günümüze müminler birçok kez zulme maruz kalmıştır. Nice peygamber ve onlara inananlar, zalimler tarafından muhasara altına alınmışlar, işkence görmüşlerdir. Bugün de Gazze’de bir avuç Mü’min, siyonist zalimlere ve onları destekleyen bütün şer odaklarına karşı imanla, sabırla ve onurla direnmektedir. Nitekim ayet-i kerime gayet açıktır: “Nice az topluluklar, Allah’ın izniyle çok kalabalık topluluklara galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.” (2/Bakara:249).
Evet, tarih şahittir ki Kâbiller kaybetmiş Hâbiller kazanmıştır. Nemrutlar kaybetmiş İbrahimler kazanmıştır. Firavunlar kaybetmiş Musalar kazanmıştır. Ebu Cehiller, Ebu Lehebler kaybetmiş Hz. Muhammed Mustafa (sav) ve onun ümmeti kazanmıştır. Bugün de inşallah Gazzeli kardeşlerimiz kazanacak zalimler ve onlara destek olanlar mutlaka kaybedeceklerdir. “Şüphesiz Rabbinin yakalaması çok şiddetlidir.” (85/Burûc:12) ayeti gereğince, bu caniler, tıpkı Âd, Semûd, Lût ve helak olan diğer kavimler gibi yerle bir olacaklardır. Bugünün ashâb-ı uhdûd’u İsrail ve onu şımartan suç ortağı ve gayri meşru babası Amerika bilmelidir ki Rabbimizin vaadi haktır: “Kâfirlere de ki: Yakında mağlup olacaksınız ve cehenneme sürüleceksiniz. Orası ne kötü bir yerdir!” (3/Âl-i İmrân:12).
Bugün olmasa bile yarın mutlaka!!! Biz göremesek de bizden sonraki nesle Allah’ın bu vaadi nasip olacaktır inşallah. Unutmayalım ki onlar güçlü olduğu için galip değiller, Müslümanların dağınıklığından dolayı güçlü görünmektedirler. Dünya Müslümanları bu gerçeği görüp özlerine döndüklerinde, siyonistler, girecek delik arayacaktır. Duyarlı Müslümanların gayretiyle Rabbim kıyamet öncesi o günleri de gösterecek ve dünya bir kez daha zulme son verip adalete doyacaktır biiznillah.
Musab SEYİTHAN
İSLAMİ HABER “MİRAT” -YOUTUBE-
YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULŞAMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ