CIA’nın Venezuela’daki Maden Diplomasisi Üzerine Tartışmalar

CIA’nın Venezuela’daki yeraltı kaynaklarına yönelik stratejileri, Türkiye’nin Eskişehir-Beylikova yatağındaki tartışmalarla ilişkilendiriliyor.

Sözcü yazarı Güney Öztürk, CIA’nın Latin Amerika’daki faaliyetlerinin yeniden başladığını ve Venezuela üzerinden maden diplomasisi yürüttüğünü belirtti. Öztürk, Washington’un artık demokrasi yerine lityum, koltan ve altın gibi stratejik yeraltı kaynaklarını hedef aldığını ifade etti.

Yazar, Türkiye’nin Eskişehir-Beylikova yatağı etrafında dönen tartışmaların da bu küresel kaynak savaşının bir parçası olduğunu vurguladı. Öztürk, Beyaz Saray’da alınan gizli bir karar ile Venezuela’nın yeraltı kaynaklarının yeni bir operasyonun odağı haline geldiğini aktardı.

Öztürk, yazısında dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın Oval Ofis’te CIA dosyasını imzaladığı anı tasvir etti. Dosyanın kapağında yalnızca “CIA gizli operasyonları – Venezuela” yazılıydı. Bu imzanın, diplomasi masasının kapandığı ve yeraltı diplomasisinin başladığı an olduğunu belirtti.

Venezuela yönetiminin Washington’a gönderdiği gizli teklifin detaylarına da yer veren Öztürk, Maduro’nun ekibinin Trump’ın özel temsilcisi aracılığıyla ABD’ye sunduğu öneriyi aktardı. Bu öneride, mevcut ve gelecekteki petrol ve altın projelerinde Amerikan şirketlerine öncelik verilmesi talep ediliyordu.

Ancak ABD Dışişleri Bakanı’nın farklı bir yaklaşımı olduğunu belirten Öztürk, “Maduro’ya dokunmadan o kaynaklara ulaşamayız. Rejimi değiştirirsek, madeni biz yönetiriz” sözlerini yazısında aktardı. Kısa süre sonra Trump, CIA’ya Venezuela’da yeni bir dönemi başlatma yetkisi verdi.

Öztürk, Washington’un Venezuela’daki adımlarının demokrasi söylemiyle değil, stratejik madenlerle ilgili olduğunu vurguladı. Venezuela’nın topraklarının altındaki zenginlikleri arasında 303 milyar varil petrol, 200 trilyon metreküp doğalgaz, 7 bin ton altın, 22 milyon ton demir ve 120 bin ton koltan, lityum ve nikel karışımı nadir element bulunuyor.

Bu kaynakların, modern sanayinin merkezinde yer aldığını hatırlatan Öztürk, Çin’in Venezuela’daki koltan madenlerine yaptığı yatırımlar, İran’ın enerji desteği ve Rusya’nın petrol ticaretindeki rolünü de detaylandırdı. Altın ihracatının Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye üzerinden yapıldığına dikkat çekti.

Bir Maduro danışmanının sözlerine de yer veren Öztürk, “Biz, ABD’ye ülkenin damarlarını açtık. Onlar damarları değil, kalbi istediler” ifadesini aktardı. Öztürk, ABD Hazine Bakanı’nın stratejik sektörlerde doğrudan pay alacaklarını belirttiği açıklamalarını hatırlatarak, Türkiye’nin Eskişehir-Beylikova yatağıyla ilgili tartışmaların tesadüf olmadığını savundu.

Yazar, Washington’un Venezuela’daki maden diplomasisinin yalnızca Latin Amerika ile sınırlı olmadığını, Türkiye’nin nadir element rezervlerinin de küresel rekabetin radarında olduğunu ifade etti. Öztürk, ABD’nin lityum, koltan ve nadir element politikalarının yeni bir enerji hegemonyasının altyapısını oluşturduğunu belirtti.

Yazısının sonunda, Trump yönetiminin Venezuela planını “21. yüzyılın kaynak düzenine açılmış bir savaş” olarak tanımlayan Öztürk, CIA operasyonlarının bir hükümeti değil, bir ülkenin damarlarını hedef aldığını vurguladı. Yeni dünya düzeninde savaşların artık toprak için değil, toprağın altı için çıkacağını ifade etti.

Başa dön tuşu