Çocukların Yüzde 8,7’si Eğitim Dışında

Nil Dumansızoğlu

[email protected]

Kocaer Çelik, 2030 planlarıyla sıçrama yapmaya hazırlanıyor. Çelik ve enerjide toplam 750 milyon dolarlık yatırım yapacaklarını söyleyen Kocaer Çelik Yönetim Kurulu Başkanı HAKAN KOCAER, 5 yıl sonra 400 milyon dolarlık kâr hedefliyor. Katma değerli ürünlerinin payınınsa yüzde 70’e çıkacağını öngören Kocaer, “Yatırımlarımız sonrasında çelik profil ve yenilenebilir enerji üretiminde dünyada önemli bir oyuncu olmayı hedefliyoruz. Biz ciro değil kâr yarışındayız” diyor.

Çelik sektörünün önemli oyuncularından Kocaer Çelik, İzmir Aliağa’da 300 bin metrekare alanda toplam yıllık kapasitesi 800 bin ton olan üç fabrikasıyla üretim yapıyor. 2024 yılında sektör genelinden ayrışarak kârlığını koruyan şirket, son birkaç yıldır tesislerinde yaptığı yatırımların meyvesini 2025 yılında almaya başlayacak. 2030 planları doğrultusunda 750 milyon dolarlık yatırım yapmayı planladıklarını belirten Kocaer Çelik Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kocaer, katma değerli ürün odağıyla globaldeki konumlarını güçlendireceklerini ifade ediyor ve şöyle devam ediyor: “Yatırımlarla 2030’da 400 milyon doların üzerinde EBITDA üreten bir şirket konumuna geleceğiz.” Kocaer Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kocaer’le gelecek planlarını konuştuk: 

Son birkaç yıldır sektör zor bir süreçten geçiyor. Tüm dünyada bir gerileme söz konusu. 2024, sektör için nasıl geçti? 

Dünya ham çelik üretimi, 2020-2023 yılları arasında yıllık 1,9 milyar tonla yatay bir seyir izledi. 11 aylık verilere göre sektörün 2024’ü hafif bir gerilemeyle kapatacağını söyleyebiliriz. Worldsteel verilerine göre 2024’ün 11 aylık döneminde dünya ham çelik üretimi bir önceki yıla göre yüzde 1,4 azalarak 1,7 milyar ton seviyesinde gerçekleşti. Çin’in ham çelik üretimi yüzde 2,7 azaldı. 

Türkiye’nin durumu nedir? 

11 aylık dönemde ülkemizin ham çelik üretimi yüzde 11,2 artışla 33,9 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Türkiye dünyanın ilk 10 ham çelik üreticisi arasında 8’inci konumunu korurken üretimini en çok artıran ülke oldu. Türk çelik sektörü, küresel çelik talebinde yaşanan daralmaya rağmen 2024 yılında ihracat pazarlarında bir toparlanma gösterdi. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği verilerine göre Türkiye’nin ihracatı, ocak-kasım döneminde, miktarda yüzde 29,1 artışla 12,1 milyon tona, değerde yüzde 15,3 artışla 8,9 milyar dolara yükseldi. Bu artışta bir önceki yıl yaşanan deprem felaketinin yarattığı düşük baz da etkili oldu. 

2025 için sektörün beklentileri nasıl?

Orta Doğu’da yaşanan jeopolitik gelişmelerin ve Çin’de açıklanan teşvik politikalarının hangi yönde etki edeceğine yönelik belirsizlik ortamı, aşağı yönlü riskler olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle yeni ABD yönetiminin demir çelik sektörüne yönelik alacağı kararlar ve Çin’in bu kararlara karşı hamleleri global düzeyde fiyatları belirleyecek en önemli gelişme olarak karşımıza çıkacak. 2024 yılında alınan tedbirlerin genişletilmesi, başta ABD ve AB olmak üzere pek çok ülkenin uyguladığı tedbirlerin yumuşatılması için girişimlerin sürdürülmesi ve ekonomik istikrar tedbirlerinin kademeli olarak gevşetilmesiyle 2025 yılında, son yıllardaki kayıpların bir kısmının telafisi mümkün olabilir. 

Suriye’deki savaşın bitmesi de pek çok sektörde yeni bir potansiyel yaratıyor. Sizin sektörünüz için nasıl bir beklenti var? 

Ben yakın zamanda Suriye’yle ilgili bir beklenti içinde değilim. Öncelikle kendi içlerinde yapılanmaları, sonra kaynağa ulaşmaları gerekiyor. Bu yeni yapılanmanın 2025’in son çeyreğinden sonra olabileceğini düşünüyorum. Şu an nasıl bir iş hacmi olacağını bilmiyoruz, projeler açıklandıkça netleşecek. 

Bu atmosferde Kocaer olarak siz nasıl bir yıl geçirdiniz? 

Sektörde yaşanan zorlu koşullara rağmen son üç yıldır satış hacmimizi sürekli artırıyoruz. 2022’deki yüzde 7 ve 2023’teki yüzde 5’lik satış hacminin ardından 2024 yılını da büyümeyle noktalıyoruz. Tonajda yüzde 4-5’lik bir büyümeyle yılı kapattığımızı öngörüyoruz. Ciro olarak da önceki yılın üzerine çıkacağız. Biz ciro değil kâr yarışında bir şirketiz. Kârda büyümeyi önemsiyoruz. Sektörde pek çok şirket zarar açıklarken biz kârımızı koruduk. 

Bu büyümenin arkasında hangi yatırımlar var? 

Kapasitemizin büyük kısmını yüksek katma değerli ürünlere çevirme stratejimiz, son iki yıldır zayıf seyreden sektörden pozitif ayrışmamızı sağladı. Konvansiyonel çelik profiller yerine katma değerli özel ürünlere yoğunlaşıyoruz. Portföyümüze ilave ettiğimiz yeni katma değerli ürünlerle 12 binin üzerinde ve 60’a yakın farklı kalitede ürün üretiyoruz. Geçen yıl da bu doğrultuda Aliağa’daki üç fabrikamızdan ikisinin renovasyon yatırımlarını tamamladık ve Çelik Servis Merkezi’mizin kapasitesini yüzde 50 artışla 180 bin tona yükselttik. 

Bu yıl için hedefleriniz nedir? 

Yıla iyi başladık, 2025’ten umutluyuz. 2023 yılında A2 fabrikamızı, geçen yıl da A1 fabrikamızı renove ettik. Özellikle A1 fabrikasında yepyeni ürünleri portföye koyduk. 2025, üç fabrikamızdan ikisini yenilediğimiz yeni ürünlerle yola çıkacağımız bir yıl olacak. Çünkü 2023 ve 2024 mevcut fabrikalarımızda renovasyon yatırımlarını devreye almak için üretimi durdurduğumuz zamanlar oldu. Üretim kaybımız olmadı ama o istediğimiz sıçramayı da yapamadık. 2025, bu yatırımların meyvelerini toplayacağımız bir yıl olacak. 

Ne kadarlık bir büyüme bekliyorsunuz? 

Çift haneli büyüme rakamlarına ulaşmayı bekliyoruz. Yüzde 10’un üzerinde büyürüz. 

Birkaç ay önce 2030 yılına dair planlarınızı açıkladınız. Nasıl hedefleriniz var? 

2030 büyüme stratejimizi dünyada üretimi zor ve kısıtlı olan, Türkiye’de ithal ikame sağlayan özel çelik profil ürünlerin üretimi ve 900 MW güneş enerjisine eşdeğer, yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen 250 MW’lık kurulu güce ulaşmak olarak belirledik. Önümüzdeki 5 yıllık dönemde yapacağımız tüm yatırımların odağı bu iki alanda olacak. Yaklaşık 750 milyon dolarlık yatırım bütçesi öngörüyoruz. Yatırım tutarının yüzde 55’inin enerji, yüzde 45’inin çelik segmentinde kullanılmasını planlıyoruz. 

Bu yatırımların kapsamı ne olacak? 

1 milyon ton kapasiteli yeşil çelik üretimine uygun, ileri teknolojiye sahip çelikhane yatırımı planlıyoruz. Bu yatırımla hammadde maliyetlerimizin yüzde 10-12 arasında düşmesini bekliyoruz. Çelikhanenin yanı sıra 500 bin ton kapasiteli büyük ebatlı ürünleri üretecek 4’üncü çelik profil fabrikası yatırım planımız da bulunuyor. Orta vadeli hedeflerimiz arasında beş yeni çelik servis/dağıtım merkezini dağıtım ağımıza eklemeyi hedefliyoruz. 

Bu yatırımların rakamsal sonuçları ne olacak?

Bu yatırımlarımız sonrasında yeşil ve çevreci üretimiyle öne çıkan, çelik profilde dünyanın önde gelen çözüm ortaklarından birisi haline gelmeyi ve yenilenebilir enerji üretiminde önemli bir oyuncu olmayı hedefliyoruz. 4’üncü çelik profil fabrikasının 2028 yılında devreye girmesiyle toplam üretim kapasitemizi 800 bin tondan 1 milyon 300 bin tona çıkarmayı planlıyoruz. Hem çelikteki hem enerjideki yatırımlarımızın bizi 2030 yılında 400 milyon doların üzerinde EBITDA üreten bir şirket konumuna taşımasını bekliyoruz. Katma değerli ürünlerin toplam portföy içindeki payının yüzde 70’e yükselmesini ve çelik profilde dünyanın önde gelen çözüm ortaklarından biri haline gelmeyi hedefliyoruz. 

Katma değerli ürün oranınız nedir? Bu konuda ne hedefliyorsunuz? 

800 bin ton üretim yapıyoruz. Satışlardaki katma değerli ürün payımız her yıl artıyor. 2023’te yüzde 39 olan bu oran 2024’te yüzde 42’ye çıktı. 2025’te yüzde 46’ya çıkartmayı hedefliyoruz. Bu oran kârlılığımız için önemli, her yıl artarak devam edecek. Ürettiğimiz çelik profillerin yaklaşık yarısı enerji sektöründe kullanılıyor. 

Üretimin yüzde 90’ını ihraç ediyorsunuz. Yurt dışındaki varlığınız nedir? 

2023’te ihracatımızın yüzde 32’sini Amerika kıtasına, yüzde 32’sini MENA bölgesine ve yüzde 31’ini Birleşik Krallık dahil Avrupa Bölgesine gerçekleştirdik. Ticaret savaşlarının ve global ekonomik dalgalanmaların arttığı şu dönemde satışlarımızın coğrafi olarak dengeli bir yapıda olmasına özen gösteriyoruz. 6 kıtada 140 ülkeye satış yapıyoruz. 

Dağıtım kanallarınızı genişletecek misiniz? 

2015 yılında Birleşik Krallık’ta kurduğumuz satış ve dağıtım ağı Kocaer Steel UK ve Ireland ile hızlı teslimat, stok bulundurma avantajıyla bölgede üretici rakiplere rağmen önemli bir oyuncu haline geldik. Bundan sonrası için de Birleşik Krallık’taki benzer yapıları farklı coğrafyalarda da gerçekleştirmek istiyoruz MENA Bölgesi, Amerika ve Avrupa’da yatırım çalışmalarına devam ediyoruz. 2030 vizyonumuz doğrultusunda bu bölgelerde 5 yeni dağıtım kanalı ve merkezi kurma hedefimiz var. Amacımız global bir şirket haline gelebilmek. Henüz netleşmiş bir bölgeden bahsedemeyiz, çalışmalarımız devam ediyor. 

Neom projesi için şirketiniz tedarikçi oldu. İhracata nasıl katkı sağladı? 

2023’te ihracatımızda MENA’nın payı yüzde 19’ken 30 küsürlere çıktı. Dolayısıyla Neom projesinin önemli bir katkısını gördük. Neom’un projeleri başta olmak üzere Suudi Arabistan ve MENA bölgesine yaptığımız satışların toplam ihracatımız içindeki payının önemli oranda artmasını bekliyoruz. 

Şu an halka açıklık oranınız nedir? Bunu artırma planınız var mı? 

Yüzde 25,8. Şu an kaynağa ihtiyacımız olmadığı için artırmayı düşünmüyoruz. Enerji yatırımlarımızı tek çatı altında toplamak üzere 2023’te yüzde 99 bağlı ortaklığımız olan Kocaer Enerji’yi kurduk. İleride belki enerji şirketimizi halka arz ederiz. 

Şirketle ilgili gelecek hayalleriniz nedir?

2030 planlarımızı açıkladık, öncelikle bunları hayata geçirmek ilk hedefimiz. 2014 yılında halka arz hedefi koymuştum, 2022 yılında bunu gerçekleştirdik. İkinci planım da şirket evliliği ve tamamen kurumsallaşma hedefiydi. Tüm altyapımızı bunun üzerine kurduk. Şu an yurt içi ve yurt dışından teklifler geliyor. Ancak şu an önceliğimiz 2030 hedeflerine ulaşmak. Belki ondan sonrasında bunları değerlendirebiliriz.


“ÜRETTİĞİMİZ ENERJİNİN FAZLASINI SATACAĞIZ”

JES YATIRIMI 

Kocaer Enerji’yle öncelikle jeotermal ve güneş enerjisi alanında büyümeyi hedefliyoruz. Burada Aydın’da bulunan ruhsat sahasındaki JES yatırımlarının 1’inci fazı olan 24 MW gücündeki jeotermal santral yatırımımız sürüyor ve sondaj verilerine bağlı olarak bu tesiste 2026’da üretime başlamayı hedefliyoruz. Jeotermal ve güneş enerjisi yatırımlarına faz faz devam edeceğiz. Toplamda yaklaşık 900 MW’lık güneş enerjisi eşdeğerinde 120 MW jeotermal ve 130 MW güneş enerjisi olmak üzere toplam 250 MW yenilenebilir enerji kapasitesine ulaşmayı hedefliyoruz.

NERELERDE KULLANILACAK? Aydın’da kurmayı planladığımız jeotermal santrallerimizle mevcut çelik fabrikalarımızın yanı sıra yeni kurulacak çelikhane ve çelik profil fabrikasının elektrik tüketimini karşılarken yaklaşık yüzde 50’lik enerji fazlasını da 15 yıl boyunca YEKDEM kapsamında dolar bazında satmayı hedefliyoruz. Jeotermal enerji yatırımlarımızla sadece elektrik enerjisi elde etmeyi değil jeotermal altyapımızı kullanarak kurulu olduğu bölgede modern seracılıktan jeotermal ısıtmaya kadar çevre halkına fayda sağlamayı planlıyoruz.


KOCAER’İN 2030 ROTASI

  • Son 3 yıldır satışımızı sürekli artırıyoruz. 2024’te tonajda yüzde 4-5 büyüdük. 
  • Ciroda önceki yılın üzerine çıkacağız.Ciro değil kâr yarışındayız. Daralan sektörde kârımızı korumayı başardık. 
  • 2025, 3 fabrikamızdan ikisini yenilediğimiz, yatırımların meyvesini aldığımız bir yıl olacak. Yüzde 10’un üzerinde büyüme bekliyoruz. 
  • 2030’a kadar yaklaşık 750 milyon dolarlık yatırım bütçesi öngörüyoruz. Yatırımın yüzde 55’i enerji, yüzde 45’i çelik segmentinde olacak. 
  • 1 milyon ton kapasiteli yeşil çelik üretimine uygun çelikhane yatımıyla hammadde maliyetlerimizin yüzde 10-12 arasında düşmesini bekliyoruz. 
  • 500 bin ton kapasiteli büyük ebatlı ürünleri üretecek 4’üncü çelik profil fabrikası yatırım planımız da bulunuyor.
  •  Orta vadeli hedeflerimiz arasında yurt dışında 5 yeni çelik servis/dağıtım merkezini dağıtım ağımıza eklemeyi hedefliyoruz. 
  • Yatırımlar sonrasında ştured-area”>

    Rasthaber –  Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen), “Eğitime Bakış 2024 İzleme ve Değerlendirme Raporu”nu yayımladı. Raporda çarpıcı tespitlere yer verildi. Türkiye’de toplam öğrenci sayısı 18 milyon 710 bin 265 oldu. Bu öğrencilerin 1 milyon 631 bini özel öğretim kurumlarında öğrenim görüyor. 14-17 yaş grubunda net okullaşma oranı yüzde 91,3. Bu oran erkeklerde yüzde 90,7 iken kız öğrencilerde yüzde 91,8’e ulaştı. Tüm yaş gruplarında kızların net okullaşma oranlarının erkelerin net okullaşma oranlarından az da olsa fazla olduğu tespit edildi.

    Rapordan öne çıkanlar şöyle:
    • Ortaöğretimin zorunlu eğitim kapsamında olmasına rağmen, 14-17 yaş grubundaki çocukların yüzde 8,7’sinin eğitimin dışında.
    • 18-21 yaş aralığında en az lise mezunu olanların oranı kadınlarda yüzde 80,1’e ulaşırken erkeklerde bu oran yüzde 73,8 olarak belirlendi.
    • Açık öğretim lisesi öğrencilerinin ortaöğretim içindeki payı son 10 yılın en düşük seviyesine geriledi ve yüzde 18,6 olarak gerçekleşti.
    • 18-24 yaş arası ne eğitimde ne istihdamda olanların (NEET) eğitim ve istihdam dışı- oranı OECD ülkelerinde yüzde 13,8 iken Türkiye’de yüzde 31,1. Bu oranla Türkiye hem OECD ülkeleri ortalamasından oldukça yüksekte hem de OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer aldı.
    • 2015 ve 2016 yıllarında yaklaşık 50 bin öğretmen ataması yapılırken, 2017, 2022 ve 2024 yıllarında bu sayı 20 bin seviyelerine geriledi. 
    • Türkiye, öğrenci başına yaptığı harcama ile OECD ülkeleri arasında Meksika’dan sonra en düşük harcama yapan ikinci ülke konumunda yer alıyor.

    Çocukların Yüzde 8,7’si Eğitim Dışında

    3. Felsefe-i SadraBu kitap, Rahik-i Mukhtum serisinin ilk on cildinin özetidir. Rahik-i Mukhtum, İranlı Müslüman filozof Sadra’nın Esfar adlı eserinin en kapsamlı açıklamasıdır. Bu özetle, Sadra’nın felsefi düşünceleri daha anlaşılır ve erişilebilir hale getirilmiştir.

    4. Velayet-i AleviKur’an-ı Kerim’de Alevi ve özellikle Ali (a.s.) hakkında pek çok ayet bulunmaktadır. Ayetullah Cevadi Ameli, bu ayetlerin tefsirini yaparak Velayet-i Alevi adlı eseri kaleme almıştır.

    5. İnsanın Dinle Olan BeklentisiBu kitap, modern dünyada dinin insan için neden önemli olduğuna dair önemli sorulara cevaplar aramaktadır.

    6. Dünya Bilgisi ve Dünya Sevgisi Nahcı’l-Belagha’daBu kitap, Imam Ali’nin (a.s.) dünya ve ona olan sevgiye dair görüşlerini ele alır.

    Rasthaber –  Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen), “Eğitime Bakış 2024 İzleme ve Değerlendirme Raporu”nu yayımladı. Raporda çarpıcı tespitlere yer verildi. Türkiye’de toplam öğrenci sayısı 18 milyon 710 bin 265 oldu. Bu öğrencilerin 1 milyon 631 bini özel öğretim kurumlarında öğrenim görüyor. 14-17 yaş grubunda net okullaşma oranı yüzde 91,3. Bu oran erkeklerde yüzde 90,7 iken kız öğrencilerde yüzde 91,8’e ulaştı. Tüm yaş gruplarında kızların net okullaşma oranlarının erkelerin net okullaşma oranlarından az da olsa fazla olduğu tespit edildi.

    Rapordan öne çıkanlar şöyle:
    • Ortaöğretimin zorunlu eğitim kapsamında olmasına rağmen, 14-17 yaş grubundaki çocukların yüzde 8,7’sinin eğitimin dışında.
    • 18-21 yaş aralığında en az lise mezunu olanların oranı kadınlarda yüzde 80,1’e ulaşırken erkeklerde bu oran yüzde 73,8 olarak belirlendi.
    • Açık öğretim lisesi öğrencilerinin ortaöğretim içindeki payı son 10 yılın en düşük seviyesine geriledi ve yüzde 18,6 olarak gerçekleşti.
    • 18-24 yaş arası ne eğitimde ne istihdamda olanların (NEET) eğitim ve istihdam dışı- oranı OECD ülkelerinde yüzde 13,8 iken Türkiye’de yüzde 31,1. Bu oranla Türkiye hem OECD ülkeleri ortalamasından oldukça yüksekte hem de OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer aldı.
    • 2015 ve 2016 yıllarında yaklaşık 50 bin öğretmen ataması yapılırken, 2017, 2022 ve 2024 yıllarında bu sayı 20 bin seviyelerine geriledi. 
    • Türkiye, öğrenci başına yaptığı harcama ile OECD ülkeleri arasında Meksika’dan sonra en düşük harcama yapan ikinci ülke konumunda yer alıyor.

    Başa dön tuşu