Tüm Yaratılış Gerçekten Bir Soruya Verilmiş Yanıttır

Yaratılışın anlamı üzerine yapılan tartışmalar, felsefi diyalogların önemini vurgulamaktadır.
Programda, Nasîrüddîn Tûsî’nin derin düşünceleri ele alındı. Tûsî, felsefe, ahlâk, astronomi gibi birçok alanda yetkin bir düşünürdü. Diyalog âdâbı ve bu konudaki yöntemleri üzerinde duruldu.
Tûsî, bir metni ele alırken, öncelikle soruyu açıklamaya çalışır. Sorunun tüm yönlerini gözler önüne serer ve ardından konunun anlaşılmasını sağlamak için aklî ve şer‘î kaidelerden faydalanır. Bu yaklaşım, düşüncelerin yayılmasında önemli bir işlev görmektedir.
Bir diğer önemli nokta, Tûsî’nin kendisini cevap makamında görmesidir. Diyalogda sadece karşılıklı konuşmakla kalmaz, aynı zamanda kapsamlı ve açık bir cevap bulmaya çalışır. Bu süreçte kendi ilmî birikimlerinden de yararlanır.
Tûsî’nin tutarlılığı da dikkat çekicidir. İncelediği konuların düzenini korurken, konunun kapsamını da genişletir. Bu özellikleri, pek çok filozof ve muhakkikin riayet etmediği bir durumdur.
Programda, Tûsî’nin diyaloglarının felsefi bir mücadele olarak görülmemesi gerektiği vurgulandı. Diyalog, iki tarafın birbirini alt etmeye çalıştığı bir spor müsabakası değildir. Aksine, her iki taraf da hakikati ortaya çıkarmak için çaba göstermelidir.
Tûsî’nin diyalogları, her düşünceden insanla iletişim kurma çabasıdır. Bu bağlamda, diyalogun amacı, birinin galip gelmesi değil, hakikatin ortaya çıkmasıdır. Felsefi diyalog, soru ve cevap üzerine kurulu bir iletişim biçimidir.
İbadetlerde ve fıkıhta, her bir ibadetin niyetle yerine getirilmesi gerektiği üzerinde duruldu. İbadetlerin amacı, Hakk’a ve hakikate yaklaşmaktır. Bu bağlamda, iki akil arasında geçen diyalog da galip gelmek üzerine değil, hakikati bulmak üzerine kuruludur.
Programda, Tûsî’nin eserlerinin günümüze kadar ulaşmasının önemine de değinildi. Onun düşünceleri, insanın felsefeye ve tarihe bakış açısını değiştirebilir. Tûsî, felsefi düşünceleri ile birçok alanda reformist bir yaklaşım sergilemiştir.
Sonuç olarak, Tûsî’nin diyalogları ve düşünceleri, insanın merak duygusunu ve sorularını ön plana çıkararak, hakikate ulaşma yolunda önemli bir yol gösterici olmuştur.