Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın; hani O sizi Firavun ailesinden kurtarmıştı

           

 

Hani Musa kavmine şöyle demişti: “Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın; hani O sizi Firavun ailesinden kurtarmıştı, onlar sizi en dayanılmaz işkencelere uğratıyor, kadınlarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir sınav vardır.”  İbrahim 6

Hatırlasanıza bundan önceki durumunuzu. Ne çabuk unutuyorsunuz? Rabbiniz sizi Firavun ve ailesinin zulmünden kurtarmıştı. Firavun size karşı çok zalimane davranıyordu. Sizleri köleleştirmiş eziyordu. Size hayat hakkı tanımıyordu.  Namusunuz, iffetiniz, kimliğiniz, şahsiyetiniz kalmamıştı. Erkeklerinizi boğazlıyor, kadınlarınızı da hayasızlaştırıyordu. 

Mûsâ (a.s) bunları İsrâil oğullarının Firavunun zulmünden kurtulup Sina çölünde özgürce bir hayata kavuştukları bir dönemde söylüyordu.

Evet Allah’ın yeryüzündeki iradesi, takdiri böyleydi. Zalimler ne yaparlarsa yapsınlar, nasıl yasa koyarlarsa koysunlar  büyük iradenin yasasına engel olamayacaklardır. Yeryüzünde devletlerin, milletlerin, insanların kaderleri Allah’ın elindedir. 

-BASAİRUL KUR’AN-
 

Hz. Musa -selâm üzerine olsun- onlara yüce Allah’ın üzerlerindeki nimetlerini hatırlatıyor. Firavun hanedanı tarafından gördükleri korkunç işkenceden kurtuluş nimetini… Firavun hanedanı onlara sürekli kesintisiz ve herkesi kapsayan sistematik bir işkence çektiriyordu. Bu işkencenin en belirgini erkek çocukların boğazlanıp, kız çocukların sağ bırakılması idi. Bununla caydırıcı güce sahip olmalarını önlemek, sürekli zayıf ve ezilen kimseler olarak kalmalarını sağlamak hedeflenmişti. Yüce Allah’ın onları bu durumdan kurtarması, hatırlanması gereken bir nimettir. Ama şükretmek için hatırlamak gerekir.

“Bu Rabbinizin size yönelik büyük bir sınavı idi.”

Bu, öncelikle azapla denemekti. Sabrın, dayanışmanın, direnmenin, kurtuluş için kararlı olmanın, onun uğruna çalışmanın düzeyini, derecesini ölçmek içindi bu sınama. Çünkü sabır, sadece zillete, işkenceye katlanmak değildir. Sabır, sarsılmadan, ruhsal hezimete uğramadan işkencelere katlanmaktır. Kurtuluş ümidini, kararlılığını sürekli diri tutmaktır. Zulüm ve azgınlığın karşısına dikilmek için hazırlık yapmaktır. Aksi taktirde bu, övgüye lâyık sabır olmayacak; zillete, aşağılanmaya katlanmak, teslim olmak olacaktır. İkincisi de kurtuluşla denemekti. Şükürlerinin, yüce Allah’ın nimetini itiraf edişlerinin, kurtuluş karşılığında doğru yolda kararlı oluşlarının düzeyini ölçmek içindi bu sınav.

-FİZİLALİL KUR’AN-

Başa dön tuşu